FORUM: CHP KURULTAYI 2020 SONUÇ METNİ
FORUM: CHP KURULTAYI 2020 SONUÇ METNİ
Cumhuriyet Halk Partisi ana muhalefet veya ikinci büyük parti olarak iktidarın en öncül alternatifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca partinin köklü geçmişi Türkiye’nin tarihi ile örtüşmektedir. İVME Hareketi olarak 19 Temmuz akşamı çevrimiçi ortamda dünyanın çeşitli kentlerinden bir araya gelerek, pandemi sürecinde yapılması planlanan olağan CHP’nin kurultayına dair bir tartışma gerçekleştirdik ve görüşlerimizi paylaştık.
Türkiye’de her dönemin özel olduğuna, içinden geçtiğimiz zamanların zorluğuna, istisnasız her 10 yılda bir virajını aldığımız “kritik dönemeçler” ile referans veriyoruz. Türkiye’de bugün anayasasızlaşmanın izdüşümünde hukuk güvenliğinin hiç kimse için sağlanamadığı bir ortam mevcut. Buradan çıkarılacak yol haritası bütün ülke için yeni bir başlangıcın yapılması gerekliliğini işaret ediyor.
“Kurultay” tanımı itibari ile partinin en yetkili karar organı olarak Türkiye’yi ileri götürebilecek bir demokrasi mücadelesi alanıdır. CHP’nin kurultay tartışması yalnızca parti içi bir mesele değil, Türkiye’nin demokratikleşme ve aydınlanma mücadelesi ile tarihsel olarak birbirine geçmiş ve ayrılamaz durumdadır. Kurultay sonucunda CHP’nin önümüzdeki dönemde alacağı rolün hayati olabileceği bir döneme girdiğimizi ifade edebiliriz.
Başlarken pandemi sürecinde dar katılımlı bir kurultay yapılmasının CHP’nin parti kültürüyle ve geçmişinden getirdiği birikimle örtüşmediği tespitini yüksek sesle söylemek gereklidir. Tarihsel belleği ve gelecek sorumluluğu bahsedilen biçimde belirgin olan partide, tüm illerden genel merkeze kadar demokratik bir yarıştan, heyecan ve coşkudan söz edilemiyor.
Partinin uzun zamandan bu yana birikim oluşturduğu tek büyük stratejisinin AKP karşısında kurulacak bir “demokrasi ittifakı” projesi olduğunu söyleyebiliriz. Parti bu ittifakın hem kurucusu hem de yürütücüsü konumundadır. Bu iddiaya da diğer ittifak ortaklarından daha fazla inanır görüntü vermektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2010 yılından itibaren taşıdığı tecrübenin yansıması olan vizyonu ile ortaya konulan bu kıymetli çaba, partinin karar organlarında yeterince tartışılamamıştır. CHP, ABD partileri gibi seçimden seçime çalışmak için bir araya gelen bir seçim komitesi değil, Avrupa’nın en eski siyasi partilerinden birisidir. Bugün bütün muhalefet bileşenlerini içeren bir demokrasi ittifakının çok gerekli olduğunu tartışırken, bunun kurultayda her yönü ile tartışılıp sınırlarının çizilmesinin, parti örgütünden de rıza ve destek alınmasının gerekliliğini vurgulamalıyız. Böyle önemli bir strateji sadece kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen “elit görüşmelerine” sıkıştırılarak başarılı olamaz.
Yine ittifak stratejisinin dayandığı “ekonomik krizin etkilerinin çokça hissedilmesi, AKP’nin oylarının azalması, Gül-Davutoğlu-Babacan’ın AKP oylarını bölmesi ve CHP’nin demokrasi ittifakı ile paydaş olarak iktidara gelmesi” senaryosunun altının doldurulması gereklidir. Son anketlere göre %30 kararsız seçmenin bulunduğu, işsiz nüfusun %25’lere dayandığı bir ortamda CHP’nin oylarının artmaması bu stratejinin tabanda karşılığının olup olmadığının yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Yerel seçimlerde resmiyette görmezden gelinen, ancak kritik değerde katkı sağlayan Kürt hareketini dışarıda bırakan veya görmezden gelen ittifak yaklaşımı da mutlaka sorgulanmalıdır.
Partinin diğer bir yaklaşımı olarak ortaya konan “ideolojilerin reddedildiği politikasızlık” durumunun önüne geçilmelidir. Beyoğlu’nda Alper Taş’ın adaylığının yanında, Siverek’te Fatih Mehmet Bucak’ın aday gösterilmesi nasıl değerlendirilmelidir? Popülist diktatörlüğe karşı ortaya konmak istenen başka bir popülist yöntem mi olacaktır? Popülizmin şeytanlaştırılarak araçsal hale geldiği bir dönemde, halkçı-kamucu yöntem, toplumcu/popülist yeni bir toplum sözleşmesine yeniden nasıl entegre edilecektir?
İktidarda uzun süre kalmak AKP’de hantallaşma yarattığı gibi CHP’de de dinamizmin yok olmasına “nasıl olsa iktidara geliyoruz” tembelliğine yol açmaktadır. Bu rahatlık kurultayları sembolik hale dönüştürmekte, katılımcı anlayışı zayıflatmakta ve tabanla iletişimin önünü tıkamaktadır. Seçmenlerin partiyi cezalandırması (doğru tercihlere yönelmesini sağlamak amacı ile katılımcı demokrasinin eksikliğinde) imkansız hale gelmektedir.
Yapmış olduğumuz tartışmalar sonucunda önerilerimizi aşağıda sıralamak isteriz:
- Parti önce tüm seçmeni heyecana ve coşkuya sürükleyecek bir bir yol haritası, yeni bir Türkiye ütopyasına muhtaçtır.
- İktidar alternatifi algısı ile tekelleşmenin getirdiği bir şey üretmeme konformizmi terk edilmeli, parti yönetimi tarihsel sorumluluk almalıdır.
- AKP sonrası bir enkaz devralınacağı unutulmadan özellikle anayasa, ekonomi, çevre, tarım gibi çok temel alanlarda politikalar ve yapılacaklar net bir biçimde belirtilmeli ve açıklanmalıdır.
- Genel geçer gündemlerde temel yurttaş hakları, laiklik, kadın, çocuk ve LGBTI+ konularında da “kim, ne der”ci politikaların bırakılması gereklidir.
- Toplumsal muhalefet nezdinde karşılığı bulunan ekoloji ve feminizm hareketleri parti politikaları ve söylemleri arasında yerini almalıdır.
- Üretilen politikaların aktarımı konusunda tutarlı bir dil benimsenmelidir.
- CHP’nin kırmızı çizgileri tartışılarak net olarak belirlenmeli, kamuoyunda partinin hakim söylemi ve politikalarında taviz verilmemelidir.
- Türkiye’nin sağ popülist otoriterlikten kurtulması için parti, en geniş demokratik ittifakı gündemine almalıdır. Dar politik sınırların ve “karşı mahalle” tanımının AKP’nin söylemlerinin belirlediği unutulmamalıdır.
- CHP’nin bir kitle partisi olduğu unutulmamalı, sol popülizmin yıkıcı örneklerinin önüne geçilmelidir.
- Baykal döneminden miras, merkeze kayan neo-liberal sosyal demokrat bir parti olma çizgisi terk edilmelidir.
- AKP’nin en büyük ittifakı olan sermaye çevrelerini müzakereye ve sorumluluk almaya çağıran yaklaşım terk edilmelidir. Parti yönünü en geniş ezilen kitlelere dönmeli, yeni demokratik ittifak tabanda oluşturulmalıdır.
- CHP iktidarını oluşturacak, ülkeyi AKP’den daha iyi yönetecek, genç ve dinamik kadrolara ihtiyaç bulunmaktadır. CHP’nin sahip olduğu birikimi doğru kullanması önemlidir.
- Tüm seçmenlerin parti içerisinde daha çok bir söz sahibi olacağı bir parti yapılanması sağlanmalıdır.
- Parti yöneticileri, faaliyetlerinden sorumlu olmalı, üyeler de yöneticilerin sorumluluklarını hatırlatabilecekleri mekanizmalara sahip olmalıdır.
- Tüm bunları gerçekleştirmek için partinin temel politikaları ile birlikte yurttaşların temel problemlerinin çok daha geniş katılımlı şekilde tartışılacağı, halka coşku ve umut ışığı olacak bir kurultay yapılmalıdır. Dijital mecralar, demokratik katılımı artıracak, zaman ve mekan engellerini ortadan kaldıracak şekilde CHP’nin seçim ve kurultay süreçleri ile entegre edilmelidir.