Toplumcu Demokrasi Serisi-2: Gökçe Gökçen
Toplumcu Demokrasi Serimize yeni bir röportajla devam ediyoruz. CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, arkadaşımız Görkem Özdemir’in sorularını yanıtladı.
Görkem Özdemir: Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Röportaja başlarken, İvme Hareketi olarak bu günlerde karşı karşıya kaldığınız davalara, siyasi faaliyetlerinizden dolayı maruz kaldığınız suçlamalara karşı dayanışma içinde olduğumuzu da belirtmek isteriz.
Ben röportaja yine de en güncel gündemden ziyade gençliğin genel sorunlarıyla başlamak istiyorum. Türkiye’de 15-24 yaş grubundaki her üç gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Bu oran genç kadınlar için daha da yüksek, keza lise çağından sonrasına denk gelen 20-24 yaş grubu kadınlar için en yüksek değere ulaşıyor, bu yaşlardaki beş genç kadından ikisi ne eğitimde ne istihdamda. CHP iktidarında bunu düzeltmek için ne gibi politikalar izleyeceksiniz?
Gökçe Gökçen: Dayanışmanız için teşekkür ederim. Araştırmalar ve bizim çalışmalarımız genç kadınların eğitim ve istihdam dışında kalmasının sebeplerini ortaya koyuyor. Bunlar toplumsal cinsiyet eşitsizliği, 4+4+4 ile kesintili eğitim, sosyal devletin ciddi oranda zedelenmesi ve halkçı olmaktan uzak bir ekonomi anlayışı olarak özetlenebilir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kız çocuklarına ve kadınlara yönelik basit bir ayrımcılık olmaktan öteye geçiyor bugün. Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidarımızın ilk haftasında İstanbul Sözleşmesi’nin resmen ve fiilen tarafı olacağız ve kız çocuklarının eğitimine destek vereceğiz. Kız çocuklarını ve genç kadınları eğitimden uzaklaştıran toplumsal ve siyasal unsurlarla mücadeleyi bu kez iktidar partisi olarak sürdüreceğiz. 4+4+4 gibi ucube bir sistem yerine laik, bilimsel ve paydaşlarla birlikte kurgulayacağımız yeni bir eğitim sistemine geçeceğiz. Genç istihdam atılımı ile teknoloji liseleri kuracak ve buradaki gençlere ücretli staj olanağı ve mezunlarına da organize sanayi bölgelerinde iş garantisi sağlayacağız. Yurt sorununu çözeceğiz. İş yaşamında da kadınlara yönelik ayrımcılığa son vermek için gerekli adımları atacağız. Şu anda belediyelerimizin kooperatifler, kadın istihdamı, kadın pazarları gibi projelerle yaptığı gibi kadın emeğini ve üretimini önceleyeceğiz. Aile destekleri sigortası ile hiç kimseyi yalnız bırakmayan bir sistem kuracağız. Üretime dayalı bir ekonomiye geçeceğiz. Bizim anlayışımız çok net: “kadın dediğin evde oturur” değil, tam aksine kız çocuğu eğitilir ve toplumda saygın ve eşit bir birey olarak yerini alır.
Tek adam rejimi, ekonomik buhran, hayat pahalılığı
Görkem Özdemir: CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak siyasi çalışmalarınız kapsamında ülke genelinde hem gençlerle hem de genel olarak toplumun temsilcileriyle görüşmelerde bulunuyorsunuz. Yakın dönemdeki gözlemlerinize dayanarak, sizce şu dönemde öncelikle gençliğin, genel olarak da toplumun en öncelikli sorunu nedir?
Gökçe Gökçen: Bu dönemde 2 bin genci doğrudan dinleyerek Türkiye’de gençlerin sorunları üzerine düşüncelerini alarak göreve başladık. Bu çalışmalar sırasında tablo çok net bir şekilde ortaya çıktı: Türkiye’de gençlerin sorunları üç temel başlıkta toplanıyor. Gençler niteliksiz ve erişilebilir olmaktan gittikçe uzaklaşan eğitim sisteminden şikayetçi. Yüksek maddi geliri olmadan veya “iyi yerlerde” tanıdığı olmadan iyi bir eğitim alıp temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir yaşam kurabileceğini düşünen gençlerin oranı gittikçe düşüyor. Gençler aynı zamanda ve tahmin edilebileceği üzere yüksek işsizlik oranlarından şikayetçi. Geniş tanımlı olarak bakıldığında yüzde 40’lara varan genç işsizlik, iş bulabilen gençlerin de temel sosyal ve ekonomik haklarından da mahrum kalmasına ve seçeneksizliğine sebep oluyor. Gençler, aynı zamanda özgürlükler alanında yaşanan sorunlar karşısında çok tedirgin. İfade özgürlüğünün olmayışından, hukuk sisteminin güven vermeyişinden ve esasen insan haklarına dair tüm sorunların temelinde yer alan tek adam rejiminden rahatsızlık duyuyor. Bütün bunlar gençler için geleceksizlik ve güvencesizlik olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak toplumun öncelikli gördüğü sorunlardan en çok karşımıza çıkan ise kuşkusuz ekonomik buhran ve bunun getirdiği hayat pahalılığı.
İki temel talep: Hukuk devleti ve sosyal devlet
Görkem Özdemir: Her ne kadar Türkiye’de sorunların boyutu çok daha yüksek olsa da dünya genelinde, batı ekonomilerinde de gerek 80lerden itibaren doğan, millennials adı verilen kuşağın, gerek Z Kuşağının daha zorlu bir ekonomik tabloyla karşılaştığını görüyoruz. Aynı şekilde günümüzün gençleri dünyanın karşı karşıya bulunduğu çevresel sorunlara geçmiş kuşaklara kıyasla çok daha yüksek bir hassasiyet gösteriyor. Ekonomik ve ekolojik duyarlılıklarla bu kuşakların sol ve yeşil siyasete yöneldiğini görüyoruz. Meşhur örneklerinden biri de ABD’de Demokrat Parti’nin sol kanadı denebilecek olan DSA ve Alexandria Ocasio-Cortez ve onların Yeşil Yeni Planı. Türkiye’de de buna benzer bir sol gençlik dalgası görüyor musunuz? Türkiye siyasetinin geleceğinde nasıl bir sol tahayyül ediyorsunuz?
Gökçe Gökçen: Bizden önceki kuşaklarda gençler, eğer çalışma fırsatları oluyorsa ailelerinden daha iyi bir yaşam standardına kavuşabiliyordu. Şimdi ise durum bunun tam tersi. Yine önceki kuşaklarda iklim krizi ve durumun aciliyeti hakkında bilgi toplumun geneline bu derece yayılmamış ve etkilerini bu kadar sert bir şekilde göstermemişti. İklim krizinin sosyal adaletle ilişkisi bu denli ortaya çıkmamıştı ya da yaygın bir şekilde bilinmiyordu. Şimdi ise durum daha farklı.
Türkiye’de hukukun açıkça katledilmesi ve halkın ürettiği zenginliğin gözle görülür bir şekilde saraydakilerin lüks yaşamına ve yandaş şirketlere aktarılıyor oluşu iki temel talebi beraberinde getirdi: Hukuk devleti ve sosyal devlet. Aynı doğrultuda klasik insan haklarının yanında herkesin insanca yaşamasını sağlayacak olan sosyal ve ekonomik haklar. Gençlerle görüşmelerimde çok yaygın olarak gördüğüm bir rahatsızlık şu: sağlık, eğitim, istihdam, barınma ve hakkını arama gibi temel bir yaşam standardının olmazsa olmazı olan konularda gençler, devletin desteğini hissetmiyor, aksine iktidardakilerin bu konularda gençlere köstek olduğunu görüyor. Dolayısıyla bu çağ, tam da bu iki alanı birlikte korumayı amaçlayan sosyal demokrasiyi ve etkilerini gözümüzle görmeye başladığımız iklim kriziyle aktif ve akılcı bir mücadeleyi çağırıyor.
Başarılı örnekler cesaret veriyor
Görkem Özdemir: Yakın dönemde dünyada gördüğümüz örneklerde göze çarpan bir diğer nokta da genç kadın liderlerin giderek daha fazla rol almaları, Finlandiya’nın sosyal demokrat başbakanı Sanna Marin, Yeni Zelanda’nın İşçi Partili başbakanı Jacinda Ardern gibi. Türkiye siyasetinde kadınların, bilhassa genç kadınların mevcut durumda sahip oldukları konumu nasıl değerlendirirsiniz? Geçmiş ve güncel kadın siyasetçiler içinde kendinize örnek aldığınız bir isim var mı? Partinin genç kadınların siyasete katılımını teşvik etmek için ne gibi çalışmaları var?
Gökçe Gökçen: Biz genç kadınlar olarak toplumun önemli bir kesimini oluşturmamıza rağmen siyasetin uzun yıllar dışında bırakıldık. Bu durum yalnızca Türkiye ile de sınırlı olmadı ne yazık ki. Tam da bu nedenle Avrupa’da siyaset yaptığım dönemde de, Türkiye’de de birçok arkadaşımla birlikte genç kadınların temsil edilebilmesi için çalışanlardan biri oldum. Jacinda Ardern de benim de önceki yıllarda CHP Gençlik Kolları’nın ve daha sonraları Avrupalı Genç Sosyalistler’in (YES) temsilcisi olarak toplantılarına ve kamplarına katıldığım Uluslararası Genç Sosyalistler Birliği’nin (IUSY) eski genel başkanıdır.
Bütün bu yıllara dönüp baktığımda genç kadın temsili için en önemli şeyin o başlangıcı yapmak olduğuna inanıyorum. Şöyle: Ben küçüklüğünden beri siyasetle ilgilenmiş bir insan olmama rağmen başarılı kadın siyasetçilerin varlığını görene kadar asla siyasete girmeyi düşünmemiştim. Sonra gençlik kollarında o dönemki kadın genel başkan yardımcılarımızı görene kadar herhangi bir yere aday olmayı düşünmemiştim. Ben kadın liderleri gördükçe bu ülke için daha fazlasını yapabileceğime inanmaya başladım ve yıllar sonra, bugün buradayım ve çalışmalarımı daha büyük bir istekle sürdürüyorum. Bugün aynı duyguları yaşayan birçok genç kadının olduğunu biliyorum. Kadın ve genç dayanışmasının ötesinde önlem olarak gördüğümüz cinsiyet ve gençlik kotaları ise bizim için yeni genç kadın liderlerin yetişebilmesi için çok önemli. Kimi örnek alıyorsun diye sorduğunuzda ise bugün birlikte siyaset yaptığım ve sizlerin de tanıdığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde yöneticilik yapan kadın arkadaşlarımın her birini örnek verebilirim. Çünkü biz birbirimizden güç alıyoruz.
Görkem Özdemir: Samimi yanıtlarınız için çok teşekkür ederiz, karşı karşıya bulunduğunuz siyasi davaların en kısa sürede olumlu biçimde sonuçlanmasını diliyoruz.
Gökçe Gökçen: Ben teşekkür ederim. Baskı düzeninin sonlarına geliyoruz ve bütün siyasi davaların sonlanacağı, özgürce yaşayacağımız bir Türkiye çok yakında.