KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen 1 Mayıs’ta İVME için yazdı
Aysun Gezen: Emekçilere kölelik koşulları, güvencesizlik, sefalet ücreti dayatan, giderek otoriterleşen emek rejimine, doğanın, kamu kaynaklarının yağma ve talanına, kamusal hizmetlerin sadece parası olanların alabildiği metalar haline getirilmesine, karın özelleştirilmesi, zararın kamunun sırtına yıkılması ve soygun anlamına gelen özelleştirme politikalarına karşı eşit, özgür bir gelecek ve yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs pandemi koşullarında çok daha büyük bir öneme sahip.
11 Mart 2020’de resmî olarak ilk vakanın açıklanması ile birlikte son bir yılı pandemi koşullarında geçirdik ve pandemi koşullarında kutlamak zorunda olduğumuz ikinci 1 Mayıs. Pandemiyle mücadelede akıl ve bilimin esas alınmadığı, sermayenin çıkar ve ihtiyaçlarını esas alarak sermayenin yüzünü güldürmeye çalışan politikalarla emekçiler işsizlikle, açlıkla ölüm arasında sıkıştırıldı. OHAL ve KHK rejimini fırsata çevirerek güvencesiz çalışmanın hakim istihdam biçimi haline gelmesinin en büyük adımı atılmış, grevler yasaklanmıştı. Yaklaşık 130 bin kamu emekçisi hukuksuzca işinden, çalışma hakkından, vatandaşlık haklarından edilmişti. Bugün de pandemi fırsata çevrilerek ücretsiz izin yasaya sokuldu; sözde işten atma yasakları kod 29 ile hiçleştirildi; işçiler günde 39 TL ile bir anlamda ölüme terk edildi; uzaktan çalışma, sermaye ve devlet açısından maliyetleri azaltmanın deneysel uygulamaları haline getirildi ve kalıcılaştırılması gündemde. Çarklar dönsün ısrarıyla, sermayedarların çıkarları doğrultusunda şekillenen politikalarla emekçiler iş yerlerinde dip dibe çalışmaya, daha fazla üretmeye zorlanırken, COVID-19 a yakalanıp hayatlarını kaybederken bir avuç sermayedar servetlerini en az ikiye katladı. Açıklanan her paketten sermayeye teşvikler çıkarken Türkiye halkına en az destek veren iki ülkeden biri oldu. Son olarak 1 Mayıs’ın hemen öncesinde açıklanan tam kapanma, yine emekçilerin, çalışanların çok büyük kesiminin işe gitmeye devam ettiği devasa bir muafiyet ile karakterize. Herhangi bir sosyal, ekonomik destek olmaksızın, her bir yurttaşın geçimini sağlayacak önlemler alınmaksızın sermayenin çıkarları yönünde kararlar tesis etmeye devam ediyor AKP iktidarı.
Salgın, işçilerin, emekçilerin kazanılmış hakları balta olmak üzere en temel insan hak ve özgürlüklerine yönelik saldırıların fırsatına dönüştürüldü. Kadın emeği, bedeni ve kimliği üzerindeki tahakküm arttı; kadınların yoksullaşması, işsizlik, eşitsizlikler ve kadının hane içinde iş ve bakım yükü arttı.
İşimiz, aşımız, geçimimiz tehlikede; insanlar tarihi geçmiş gıda, ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce beklemek zorunda bırakılıyor. Bu sömürü, adaletsizlik, eşitsizlik, ölüme terk eden politikalar ve anti-demokratik uygulamalara karşı alanlarda olmak, emekten yana bir ülke ve dünya için mücadele etmek, yan yana gelerek umut da çare de biziz demek için 1 Mayıs çok önemli. Herkes için iş güvencesi, insanca yaşanacak bir ücret, sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme başta herkes tarafından ulaşılabilir, nitelikli kamusal hizmet, salgında emekçilerin, halkın ihtiyaçlarını temel alan önlemler, emeğimizle, alın terimizle yarattığımız değerlerin bizim için kullanıldığı bütçe, herkese aşı en temel taleplerimiz. Kadına yönelik şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı sözleşmenin etkin uygulanmasını, kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesini, toplumsal cinsiyet eşitliği istiyoruz.
Ekolojik yıkım, sömürü, savaş, yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik dışında birşey üretmeyen kapitalist düzen değişmeli. Eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin, adaletin egemen olduğu yeni bir toplumsal düzen ancak işçi sınıfının elleriyle kurulabilir. Umut bizde, dayanışma ve mücadelemizde.
Yaşasın 1 Mayıs!
Aysun Gezen, KESK Eş Genel Başkanı