Selam Olsun Haziran’a! Gezi 8 Yaşında – Özgür Hacıoğlu
8 yıl önce bugün neden oradaydık? Birbirini tanımayan, belki her gün metroda, otobüste, meydanda yürürken birbirinin yanından geçen ama birbirini hiç tanımayan milyonlar nasıl oldu da 8 yıl önce bugün omuz omuza verdiler. Aynı çimende, aynı kartonun üzerinde veya aynı kaldırımın kenarında yatıp uyudular, nöbet tuttular!
Aslında bugün yaşadığımız bu tek adam rejiminin daha doğum sancılarında ortaya çıkmıştı “Gezi” ve bu doğum yapılırsa ülkenin bir felakete sürükleneceğini anlatmıştı bizlere. Ama gel gör ki bu doğum oldu ve “Gezi” sonrası ülkenin geldiği durum ortada! 31 Mayıs 2013’ten önce sınav soruları çalınıyor, liyakatlı kişiler kamuda atanmıyor, kurum ve kuruluşlar tarikatların emirleri ile hareket ediyor, eğitim sistemi sürekli değiştiriliyordu. Bugün geldiğimiz noktada da aynı şekilde atamalar liyakatla yapılmıyor, eğitim sistemi çökmüş durumda milyonlarca öğrenci uzaktan eğitime katılamıyor. Kız çocukları eğitimden uzaklaştırılıyor, tarikat- cemaatler devletin içinde yaşamaya devam ediyorlar.
8 yıl önce bizi terörist ilan edenler, üzerimize orantısız güç ile saldıran valiler, emniyet müdürleri, polisleri bugün “terörist” olarak hapisteler veya yargılanıyorlar. Valilere, emniyet müdürüne, polislere emri verenler nerede? Onlar halen birilerini terörist olarak yaftalamanın peşinde! Peki bugün biz neredeyiz? Biz halen ölü doğan bu cumhurbaşkanlığı sisteminin bu ülke için felaket olduğunu anlatıyoruz! Biz halen sokakta, fabrikada, üniversitede, tarlada gerçekleri anlatıyoruz. Liyakatsız atamaları, talan edilen çevreyi, peşkeş çekilen vergileri anlatıyoruz. 8 yıl önce Eskişehir’de döverek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı, Ankara’da polis kurşunuyla vurulan Ethem Sarısülük’ü, İstanbul’da gaz fişeği ile vurulan Berkin Elvan’ı, Hatay’da öldürülen Abdo Can’ı ve Ahmet Atakan’ı, Ümraniye’de öldürülen Mehmet Ayvalıtaş’ı, Lice’de öldürülen Medeni Yıldırım’ı, mahallesindeki uyuşturucu çetelerine karşı mücadelede sokak çeteleri tarafından öldürülen Hasan Ferit Gedik’i anlatıyoruz. Hem de her gün, her saat, her dakika!
Keyfi uygulama ile iptal edilen İstanbul Sözleşmesini, atanan kayyum rektörlere karşı üniversiteleri, peşkeş çekilen halkın vergilerini, konuşamayan can dostlarımızı, talan edilen doğal güzelliklerimizi Gezi’de yanan o çoban ateşi ile savunmaya devam edeceğiz.
“Ey herşey bitti diyenler
Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
Ne kırlarda direnen çiçekler
Ne kentlerde devleşen öfkeler
Henüz elveda demediler.
Bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!…”
Özgür HACIOĞLU İVME Hareketi
