Ekonomi ve KamuculukEmek, Dijitalleşme ve GelecekYerel Yönetimler

Kurye Kooperatifleri, Ulusal Çaptaki Gig Kurye Hizmetlerine Karşı Bir Alternatif Sunuyor – Çeviri: Yusuf Can

Mart 2020’de pandemi kaynaklı ekonomik kapanma ABD’yi vurduğunda, en çok etkilenen işletmeler arasında restoranlar vardı. Geçen Ocak ayında yayınlanan bir Ulusal Restoran Derneği raporu, 110.000 kuruluşun bir kısmının geçici olarak ve birçoğunun ise kalıcı olarak kapandığını belirtiyordu. Bu oran, ülke çapında altı restorandan birine tekabül ediyor. Bu kapanmalar sebebiyle aşağı yukarı 2,5 milyon çalışan işinden oldu.

Steve Dubb’ın NonProfitQuarterly’de yayımlanan yazısının Türkçe çevirisidir. İzinle İVME Hareketi tarafından yayınlanmıştır.

Kapatma uygulamaları ve doluluk sınırlandırmaları sebebiyle birçok restoran iflas etmemek adına paket servis ve teslimata yöneldi. Ama bunu yüksek bir ücret dahilinde yaptılar. Institute for Local Self-Reliance isimli kuruluştan Kennedy Smith’in Özel Teslimat başlıklı yakın tarihli raporuna göre, ulusal gig dağıtım hizmetleri tarafından alınan standart teslimat ücreti yemek satışlarının yüzde 30’una tekabül ediyor. Buna karşılık, yerel restoranların kar marjları ortalama olarak yüzde üç ila altı arasında değişiyor. Yine de restoranlar genellikle bu teslimat hizmetleriyle çalışmak zorunda hissediyorlar. Smith, 2020’de üç firmanın (DoorDash, Uber Eats ve Grubhub) restoran yemek dağıtım pazarının yüzde 93’ünü kontrol ettiğini de belirtiyor (DoorDash yüzde 45, Uber Eats yüzde 30 ve Grubhub yüzde 18).

Bardağın dolu tarafı ise yerel teslimat hizmetlerinin ortaya çıkması oldu. Smith’in raporunda değindiği 20 firma, özellikle profilini çıkardığı 20 firmadan 15’i 2020 veya 2021’de kurulmuş. Kabul etmek gerekir ki, bu yeni başlayan firmaların pazar payı küçük kalıyor. Ayrıca, yeni yerel firmaların her birinin uzun süre ayakta kalamayacak olması da oldukça olası. Sonuçta, pandemi azaldıkça ve restoranlar tam kapasiteyle açıldıkça, evlere teslim edilen yemek sayısının düşmesi muhtemel. Bununla birlikte, bu işletmelerin birçoğu başarılı olabilir ve eğer başarırlarsa, yerelde daha fazla servetin korunmasına yardımcı olabilirler.

Guardian’da yazan muhabir Sophie Atkinson, 2017’de Fransa’da başlayan CoopCycle teslimat hizmetinin “şu anda kendi federasyonunda yedi ülkede 67 kooperatife sahip olduğunu ve Avrupa’dan Kanada’ya ve Avustralya’ya yayıldığını” belirtiyor. Ve Smith’in detaylandırdığı gibi, benzer bir hareket birçok ABD şehrinde de kendini gösteriyor.

Smith’in belirttiği gibi, tüm bu işletmeler bir ölçüde benzer bir fikre dayanıyor: Wall Street yatırımcıları için büyük kârlar elde etmeyi düşünmüyorsanız, bu durum, işletmeye yerel restoranlardan daha az hizmet ücreti almak ve işçilere daha fazla ödeme yapmak için daha fazla alan sağlıyor. Bununla birlikte, tek bir baskın iş modeli henüz ortaya çıkmadı. Bunun yerine Smith, geliştirilmekte olan birden çok farklı iş modelini özetliyor. Bunlardan bazı örnekleri aşağıda açıklıyor:

Restoranların sahip olduğu kooperatifler: Bu firmalara örnek olarak Lexington, Kentucky merkezli Delivery Co-op ve Dayton, Ohio merkezli 937 Delivers verilebilir. Bu iki firmada sürücüler de mülk sahibi ve hisseleri var. Her iki işletme de ücret yerine abonelik modeli kullanıyor. Her ikisi de restoranlardan aylık 300 $ ücret alıyor (teslimattan yüzde almak yerine); Müşterilerden ise Kentucky kooperatifi aylık 25 ABD Dolar ücret keserken, Dayton, Ohio kooperatifi kullanım başına 6 ABD Doları teslimat ücreti alıyor. Kasım 2020’de lansmanı yapılan Dayton kooperatifi, Ocak 2021’e kadar toplamda 100.000 doların üzerinde olacak şekilde yemek siparişi teslim etti. 2017’de Iowa City’de faaliyete geçen ve Omaha, Nashville ve Las Vegas’ta başka şirketlere ilham olan Chomp adlı restoran kooperatif grubu, pandemi sırasında komisyon maliyetini yüzde 30’dan yüzde 15’e yarı yarıya düşürdü.

Yerel özel hizmetler: Bu işletmeler yerel aktörler tarafından sahiplenilir, ancak restoranlar ortak mülk sahipleri değildir. Ücret yapıları açısından, Smith bunları üç kategoriye ayırır: a) müşteri ücreti modeli (yani, ücreti restoranın kazancından çıkarmak yerine müşteriden bir hizmet ücreti almak), b) üyelik veya abonelik ücreti modelleri (yukarıdaki örnekler gibi) ve c) komisyonların azaltılması (Iowa City modeline benzer). Smith bir düzineden fazla örnek veriyor: Bunlar arasında Kansas City, Missouri’deki yerel dağıtım firmaları; Bufalo, New York; Austin, Teksas; Astoria, Oregon; Long Beach, Kaliforniya; ve Casper, Wyoming gibi örnekler mevcut.

Anahtar teslim çevrimiçi sipariş platformları: Bunlar, teslimat siparişlerinin toplanmasını kolaylaştıran, ancak restoranların doğrudan sürücüleri işe aldığı ve zamanında teslimat sağlama sorumluluğunu üstlendiği “uygulama benzeri” bir işleve sahip olan hizmetler. Genellikle, bu tür firmalar restoranlardan hizmet için aylık bir ücret alır. Bu tür bir şirkete örnek olarak, restoranlar için aylık 49 $ ücret ve kredi kartı işlem maliyetleri uygulayan Sociavore verilebilir.

Yerel Mülkiyet Neden Önemlidir?

Smith, raporunda yerel mülkiyetin bazı faydalarını özetliyor. Bunlar arasında yerel restoranlara karşı daha fazla sorumluluk (özellikle restoranların ortak sahip olduğu hizmetler söz konusu olduğunda), sürücülere daha fazla ödeme yapma eğilimi ve elde edilen kârları yerelde tutma sayılabilir. Smith, yerel hizmetlerin belki de daha az belirgin olan bir başka faydasının, müşteri verilerinin restoranlarla paylaşılması olduğunu belirtiyor. Oysa Uber Eats ve DoorDash gibi firmalar satış ve müşteri verilerine sahipler ve bu veriler üzerinde tam kontrole sahipler.

Smith, eyalet ve yerel yönetimlerin, örneğin teslimat ücretlerinde endüstri çapında sınırlar belirleyerek yerel firmaları desteklemeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. Smith’e göre, COVID sırasında “60’tan fazla ABD şehri, on idari bölge ve dört eyalet” teslimat ücretlerinde üst sınır belirledi (en yaygın sınır olarak yüzde 15). Smith, bu sınırların pandemi sebebiyle uygulanan acil durumun kalkmasından sonra sona ermek üzere tasarlandığını kabul ediyor. Ancak bazı eyalet ve şehirlerin, bu yüksek ücretlerin yerel restoran operasyonları üzerindeki zararlı etkisinin farkında olarak üst sınırları kalıcı hale getirmeyi düşündüklerini de ekliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu